ÇOCUĞA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE OKULLARDA ŞİDDETİN AZALTILMASI
Şiddet, hayatın her alanında karşılaşabildiğimiz, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür.* Şiddet fiziksel, duygusal, ekonomik ve sözel olmak üzere birçok şekilde gösterilebilir ve temelde bir öfke kontrolü problemidir. Öfke duygusunu yapıcı bir şekilde yaşamayı öğrenemeyen insanlar bu yoğun duygudan kurtulmak için şiddete başvurur. Artan teknoloji kullanımıyla birlikte şiddet olayları ilkokul düzeyine kadar inmiş ve yaygınlaşmış durumdadır. Bu nedenle çocuklar daha fazla şiddet olayına şahit olmakta ve ne yazık ki bu döngüde zorba, kurban ya da izleyici haline gelmektedirler. Aile içinde şiddetin bir disiplin yöntemi olarak kullanılması çocuklar için bir risk faktörüdür ve disiplin yöntemi olarak kullanılan şiddette çocuğa yönelik şiddet sayılmaktadır.
1. Her şeyden önce anne-baba çocuğa saldırganlık modeli olmamalıdır. (Evde fiziksel şiddet gören bir çocuk varsa kardeşine uygulamakta, kardeşi yoksa okulda en ufak bir sorunda arkadaşına vurmakta ya da hayvanlara eziyet etmektedir). Sinirlendiğinde kendine ya da etrafına zarar veren bir anne babanın çocuğu için şiddet normal bir durumdur. Anne babası yapıyorsa doğrudur dolayısıyla da kendisi sinirlendiğinde arkadaşlarına, kardeşlerine vurmak bildiği tek şeydir. Çocuğa başkasına vurmaması için tembihlerken bile çocuğa vuruyorsak bu çocuk asla şiddetin neden kötü bir şey olduğunu anlamaz. Bu yüzden öncelikle çocuğumuza doğru rol model olmak konusunda sorumluluk almalıyız. Bu yaştan sonra değişemem, bu bir disiplin yöntemi onun iyiliği için ona vuruyorum gibi bahaneler gerçekçi değildir. Şiddet gören çocuk hayatı boyunca şiddet gösterme ya da dışarıdan gelen şiddeti önleyememek konusunda risk grubundadır.
2. Çocuğun istekleri saldırgan davranışlar yapınca yerine getiriliyorsa, çocuk isteklerini yaptırmada şiddeti araç olarak görmeye başlar. Saldırgan davranışlar ödüllendirilmemeli ve onun bu davranışının istenmeyen bir davranış olduğu hemen gösterilmelidir. Kültürel olarak özellikle erkek çocuklarının sözel ya da fiziksel şiddet gösterilerine çok geç olana kadar karşı çıkmaz hatta ödüllendiririz. Küçük bir çocuğun küfür etmesi, başka birine vurmasına eğlenir ve güleriz aynı çocuk okula başladığında işler değişir artık birilerine vurduğu zaman kimse gülmez hatta ceza alır. Bu kafa karışıklığı içinde çocuk bir türlü nasıl davranacağını çözemez ve sınıfın yaramaz öğrencisi olur çıkar. Kaç yaşında olursa olsun hiçbir çocuğun şiddet içerikli davranışlarına müsade edilmemelidir.
3. Saldırgan davranışlar kesinlikle fiziksel şiddetle cezalandırılmamalıdır. Anne-babanın ilgisi sevgisi azaldığında ve fiziksel cezalar uzun süre devam ettiğinde, çocukta saldırgan, asi, sorumsuz davranışlar gelişir. Çocuklara duygularını anlamayı ve ifade etmeyi öğretmeliyiz. Birçok çekingen çocuk duygularını ifade edemedikleri için şiddete başvurur. Okulda üzücü bir olay yaşayan çocuk bunu sözel olarak ifade edip gerekli duygusal desteği almazsa bu gerginliği evde küçük kardeşine ya da mahallede oynadığı arkadaşına vurarak atmaya çalışır.
4. Saldırgan davranışlar ortaya çıktığında, yetişkinler sakin davranmalı, anormal duygusal tepkiler yerine ben dilini kullanmalıdırlar (Böyle davrandığın için üzüldüm gibi).
5. Olumlu davranışlar ödüllendirilmelidir. Çocuk olumlu bir davranış yaptığında en azından sözel olarak ödüllendirilmelidir.
6.Çocuk saldırgan modellerle karşı karşıya getirilmemelidir. Tv ve internetteki şiddet içeren programları seyretmesi engellenmelidir. Şiddet film ve oyunlarının gerçek yaşamın modeli değil, kurmaca olduğu çocuğa anlatılmalıdır.
7.Her yaş ve döneminde çocuğun temel ihtiyaçları zamanında yerine getirilmelidir.
8.Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmamalı, sakinleşmesi beklenmeli ve daha sonra davranışı ile ilgili konuşulmalıdır.